tefrişat

listen to the pronunciation of tefrişat
Turkish - English
furnishing
present participle of furnish
{i} supplying, providing, equipping; furniture
Turkish - Turkish
Döşemenin gerektirdiği bütün parçalar veya eşyanın tümü: "Görüyorum ki, salonun tefrişatı henüz tamamlanmamış
Döşemenin gerektirdiği bütün parçalar veya eşyanın tümü
Döşeme işleri
Bütün koltuklar yerleştirildikten sonra tekrar geliriz."- H. Taner
TEFRİŞAT
(Hukuk) Döşeme araçları; bir yeri döşemek için kullanılan eşya
tefrişat
Favorites