Turkish - English
Definition of tedarik in Turkish English dictionary
- supply
That water tower holds a three-day supply.
-Bu su kulesi üç günlük tedariki tutar.
Grant wanted to cut the supply lines between the two cities.
-Grant, iki şehir arasındaki tedarik hatlarını kesmek istiyordu.
- procuration
- procurement
- provision
- supplying
- warison
- (Askeri) acquisation
- Procuration, procurement, supply
- procuring, procurement
- (Hukuk) supply, procurement
- preparing, preparation
- getting (somethings) together, accumulation
- procuring, supplying, preparation
- preparation
- supplyment
- procurance
- provisionment
- purveyance
- tedarik etmek
- procure
- tedarik etmek
- supply
- tedarik etmek
- cater for
- tedarik etmek
- prepare
- tedarik dairesi
- (Askeri) procurement agency
- tedarik dokümanları dosyası
- (Askeri) procurement package
- tedarik eden kimse/firma
- supplier
- tedarik edilen
- provided
- tedarik edilmiş
- supplied
- tedarik etme
- (Kanun) procuration
- tedarik etme
- (Ticaret) procurement
- tedarik etmek
- provide
- tedarik etmek
- accommodate somebody with
- tedarik makamı
- (Askeri) procurement authority
- tedarik müddeti
- (Askeri) lead time
- tedarik stratejisi
- acquisition strategy
- tedarik süresi
- (Askeri,Ticaret) lead time
- tedarik usulleri
- (Askeri) procurement procedures
- tedarik ön süresi
- (Askeri) procurement lead time
- tedarik etmek
- Supply, accommodate smb. with, purvey, furnish
- tedarik zinciri
- Supply chain
- tedarik zinciri yönetimi
- Supply chain management, (SCM) is the process of planning, implementing, and controlling the operations of the supply chain as efficiently as possible
- tedarik denetlemesi
- (Askeri) procurement inspection
- tedarik direktifi
- (Askeri) procurement directive
- tedarik eden
- supply
- tedarik edilemez
- (Askeri) non procurable
- tedarik etmek
- 1. to procure, obtain. 2. to get (somethings) together, accumulate
- tedarik etmek
- purvey
- tedarik etmek
- accommodate smb. with
- tedarik etmek
- to procure, to provide, to supply, to furnish, to prepare
- tedarik etmek
- (Hukuk) to supply
- tedarik faaliyeti
- (Askeri) procuring activity
- tedarik fonları
- (Askeri) procurement funds
- tedarik kaynağı
- (Ticaret) source of supply
- tedarik nispeti
- (Askeri) procurement rate
- tedarik oranı
- (Askeri) procurement rate
- tedarik planı
- acquisition plan
- tedarik sirküleri
- (Askeri) procurement circular
- tedarik sözleşmesi
- (Hukuk) supply contract
- tedarik tarihi
- (Askeri) date of acquisition
- tedarik tavsiye kodu
- (Askeri) acquisition-advice-code
- tedarik temin süresi
- (Askeri) acquisition lead time
- tedarik ve kuvvetlerarası hizmet sözleşmesi; Müttefik Muhabere Güvenlik Dairesi
- (Askeri) acquisition and cross-servicing agreement; Allied Communications Security Agency
- tedarik yönetmeliği
- (Askeri) procurement regulations
- tedarik zinciri
- value chain
- tedarik zinciri yönetimi
- (Ticaret) supply chain management
- tedarik zinciri yönetimi
- (Ticaret) value chain management
- tedarik zinciri yönetimi
- (Ticaret) supply chain managment
- tedarik etmek
- furnish
- tedarik zinciri
- supply-chain
- Acil durum Tedarik Harekatları Merkezi
- (Askeri) Emergency Supply Operations Center
- Lojistik Tedarik Destek Kurulu
- (Askeri) Logistics Procurement Support Board
- Savunma Bakanlığı Tedarik, Teknoloji Ve Lojistik Müsteşarlığı
- (Askeri) Office of the Under Secretary of Defense - Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı OUSD(AT&L) Office of the Under Secretary of Defense (Acquisition, Technology, and Logistics)
- Savunma Tedarik ve Teknoloji Müsteşarı
- (Askeri) (A&T) Under Secretary of Defense for Acquisition and Technology
- Savunma Tedarik, Teknoloji ve Lojistik Müsteşarı
- (Askeri) (AT&L) Under Secretary of Defense for Acquisition, Technology,and Logistics
- Savunma Yakıt Tedarik Merkezi
- (Askeri) Defense Fuel Supply Center
- Savunma Yakıt Tedarik Noktası
- (Askeri) Defense Fuel Support Point
- Silahlı Kuvvetler Üretim (Tedarik) Planlama Bürosu
- (Askeri) Armed Service Production Planning Office
- amfibi taarruz yakıt tedarik tesisi
- (Askeri) amphibious assault fuel supply facility
- araştırma, geliştirme ve tedarik
- (Askeri) research, development, and acquisition
- atanmış tedarik programı
- (Askeri) designated acquisition program
- ayrılış tarihi; tedarik günleri; hizmet dışı bırakma; Dışişleri Bakanlığı; disk
- (Askeri) date of separation; days of supply; denial of service; Department of State; disk operating system
- donanma ve sanayii tedarik merkezi
- (Askeri) fleet and industrial supply center
- esas kontrol subayı; tedarik sözleşme subayı
- (Askeri) primary control officer; procuring contracting officer
- federal tedarik yönergesi
- (Askeri) federal acquisition regulation
- genel tedarik destek bölgesi
- (Askeri) general supply support area
- koordine edilmiş tedarik
- (Askeri) coordinated procurement
- küresel nakliye idaresi; devletin tedarik ettiği malzeme
- (Askeri) global freight management; government-furnished material
- kın tedarik etme
- ensheathing
- kın tedarik etmek
- ensheathe
- proses tedarik süresi
- (Ticaret) process lead time
- tahmin ve tedarik
- collaborative planning
- tedarik etmek
- find
- tedarik etmek
- provision
- yerinde tedarik
- (Politika, Siyaset) on-site supply
- çok uluslu tedarik ve ticari anlaşma kurulu
- (Askeri) multinational acquisition and contracting board
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of tedarik in Turkish Turkish dictionary
- Hazırlık: "Hemen düğün tedarikine başladım ve bir günde birkaç iş gördüm."- A. Gündüz
- Araştırıp bulma, sağlama, elde etme
- (Osmanlı Dönemi) ele geçirme, hazırlama, sağlama, temin etme, karşılama
- tedarik etmek
- Bulmak, sağlamak
Related Terms
tedarik
Hyphenation
te·da·rikPronunciation
Resimler
History
Favorites