tecavüzcüler

listen to the pronunciation of tecavüzcüler
Turkish - English
rapists
plural of rapist
tecâvüz
rape

I hold Mary in the basement and rape her every day. - Mary´yi bodrumda tutuyorum ve ona her gün tecâvüz ediyorum.

Dan denied he had anything to do with Linda's rape. - Dan Linda'nın tecavüzü ile ilgisi olduğunu reddetti.

TECAVÜZ
(Askeri) aggressive
tecâvüz
{i} invasion
tecâvüz
{i} offence
tecâvüzcü
{i} rapist

The rapist showed no signs of remorse during his trial. - Tecavüzcü, yargılanması sırasında hiçbir pişmanlık işareti göstermedi.

The suspected rapist was taken into custody. - Şüpheli tecavüzcü gözaltına alındı.

tecâvüzcü
{i} violator
tecâvüz
{i} aggression
tecavüz
(Askeri) breach of close
tecavüz
(Kanun) breach
tecavüz
excess
tecavüz
trendy
tecâvüz
{i} incursion
tecâvüz
{i} violence

Rape and sexual assault are crimes of violence. - Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır.

Rape is always a crime of violence. - Tecavüz her zaman bir şiddet suçudur.

tecavüz
assault

The middle aged man was charged with assault. - Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.

Rape and sexual assault are crimes of violence. - Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır.

tecavüz
infringement
tecavüz
molestation
tecavüz
encroachment
tecavüz
desecration
tecavüz
intrusion
tecavüzcü
trespasser
tecâvüz
intrusion
tecâvüz
offense
tecavüz
encroaching
tecavüz
to rape
tecavüz
trench on
tecavüz
law molestation; indecent assault; attempted rape
tecavüz
aggression; attack
tecavüz
exceeding, surpassing
tecavüz
law violation, infringement; transgression; encroachment; trespassing; unlawful entry
tecavüz
aggression, attack, invasion; transgression, excess; rape
tecavüz
missing (a target)
tecavüz
criminal
tecâvüz
infraction
tecâvüz
breaking in
tecâvüz
encroachment
tecâvüz
inroad
tecâvüz
infringement
tecâvüz
desecration
tecâvüz
(hakka) trespass
tecâvüz
an outrage upon decency
tecâvüz
assault

Rape and sexual assault are crimes of violence. - Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır.

Sami was sentenced 18 years for rape and assault. - Sami, tecavüz ve saldırı nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

tecâvüz
outrage
tecâvüz
offence [Brit.]
tecâvüzcü
ravisher
Turkish - Turkish

Definition of tecavüzcüler in Turkish Turkish dictionary

tecavüz
Başkasının hakkına el uzatma
TECAVÜZ
(Osmanlı Dönemi) Zorlama
TECAVÜZ
(Osmanlı Dönemi) Sataşma, saldırma, sarkıntılık
TECAVÜZ
(Osmanlı Dönemi) Haddini aşma. Söz veya hareketle ileri gitme
TECAVÜZ
(Osmanlı Dönemi) Aleyhine hareket etme
TECAVÜZ
(Osmanlı Dönemi) Geçme
TECAVÜZ
(Hukuk) Saldırma, aşma
tecavüz
Namusuna saldırma, sarkıntılık
tecavüz
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış
tecavüz
Aşma, ötesine geçme
tecavüz
Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış: "Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır."- Y. K. Karaosmanoğlu
tecâvüz
(Osmanlı Dönemi) haddini aşma; söz veya hareketle ileri gitme, saldırma