tecavüz etme

listen to the pronunciation of tecavüz etme
Turkish - English
violation
entrenching on
tecâvüz etmek
rape

Sami wanted to rape Layla. - Sami, Leyla'ya tecavüz etmek istedi.

They want to rape our women. - Kadınlarımıza tecavüz etmek istiyorlar.

tecâvüz etmek
{f} ravish
tecavüz etmek
rape

They want to rape our women. - Kadınlarımıza tecavüz etmek istiyorlar.

Sami wanted to rape Layla. - Sami, Leyla'ya tecavüz etmek istedi.

tecâvüz etmek
intrude
tecâvüz etmek
{f} infringe
tecâvüz etmek
{f} violate
tecâvüz etmek
{f} attack
tecâvüz etmek
{f} encroach
tecavüz etmek
infringe up
tecavüz etmek
infringe on
tecavüz etmek
impinge on
tecavüz et
{f} trench on
tecavüz etmek
invade
tecavüz etmek
violate
tecavüz etmek
trench on
sırayla tecavüz etme
gang rape
sırayla tecavüz etme
gangbang
tecavüz et
rape

Tom claimed that his father had raped him on multiple occasions. - Tom babasının birden çok kez ona tecavüz ettiğini iddia etti.

Sami viciously raped Layla. - Sami, Leyla'ya acımasızca tecavüz etti.

tecavüz etmek
a) to attack, to invade b) to transgress, to exceed, to encroach (on/upon sth) c) to rape, to violate
tecavüz etmek
1. to attack. 2. to violate, infringe; to transgress; to encroach upon (on); to trespass on; to enter (a place) unlawfully; to cross (a boundary) unlawfully. 3. to molest; to assault indecently; to attempt to rape. 4. to exceed, surpass. 5. (for something) to miss (its target)
tecavüz etmek
poach
tecavüz etmek
trench
tecâvüz etmek
outrage
tecâvüz etmek
abuse
tecâvüz etmek
entrench upon
tecâvüz etmek
assault
tecâvüz etmek
(hak) trespass
tecâvüz etmek
break into
tecâvüz etmek
aggress
tecâvüz etmek
trench on
tecâvüz etmek
impinge
tecâvüz etmek
interfere with
tecâvüz etmek
encroach on
tecâvüz etmek
(sınır) overstep
tecâvüz etmek
shame
tecâvüz etmek
trench upon
tecavüz etme
Favorites