Dan denied he had anything to do with Linda's rape.
- Dan Linda'nın tecavüzü ile ilgisi olduğunu reddetti.
I hold Mary in the basement and rape her every day.
- Mary´yi bodrumda tutup, ona her gün tecâvüz ediyorum.
Rape and sexual assault are crimes of violence.
- Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır.
Rape is always a crime of violence.
- Tecavüz her zaman bir şiddet suçudur.
The middle aged man was charged with assault.
- Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.
Sami was sentenced 18 years for rape and assault.
- Sami, tecavüz ve saldırı nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Sami was sentenced 18 years for rape and assault.
- Sami, tecavüz ve saldırı nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
The middle aged man was charged with assault.
- Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.
Sami wanted to rape Layla.
- Sami, Leyla'ya tecavüz etmek istedi.
They want to rape our women.
- Kadınlarımıza tecavüz etmek istiyorlar.
Her father was accused of statutory rape.
- Onun babası ırza tecavüzle suçlandı.