Turkish - English
Definition of tebliği in Turkish English dictionary
- Notification of
- tebliğ
- {i} notification
We didn't receive any notification of his having been fired.
-Onun kovulmasıyla ilgili herhangi bir tebliğ almadık.
- tebliğ
- statement
- tebliğ
- paper
- tebliğ
- edict
- tebliğ
- (Sigorta,Politika, Siyaset,Ticaret) communiqué
- tebliğ
- (Ticaret) report
- tebliğ
- (Kanun) citation
- tebliğ
- conveyance
- Tebliğ
- commu
- emir tebliği
- written order
- sağlık uygulama tebliği
- medical enforcement declaration
- tebliğ
- communicating, conveying, or giving (a written notice) to (someone); notifying
- tebliğ
- written notice, communication, notification; communiqué; announcement; paper (read to a congress)
- davanın sanığa tebliği
- arraignment
- tebliğ
- manifesto
- tebliğ
- (Hukuk) communication, notification
- tebliğ
- service
- tebliğ
- communique
- tebliğ
- communication
- tebliğ
- rescript
- tebliğ
- communiqué, edict, notification, service
- tebliğ
- bulletin
- tebliğ
- announcement
- tebliğ
- (Avrupa Birliği) communiqu
- tebliğ
- ban
- usule ilişkin belgelerin tebliği
- (Hukuk) service of procedural documents
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of tebliği in Turkish Turkish dictionary
- TEBLİĞ
- (Hukuk) Bildirim; yazılı bildirim
- TEBLİĞ
- (Osmanlı Dönemi) Bildirmek
- TEBLİĞ
- (Osmanlı Dönemi) Eriştirmek
- TEBLİĞ
- (Osmanlı Dönemi) Ulaştırmak. Götürmek
- tebliğ
- Bildirme, haber verme
- tebliğ
- Bildirme, haber verme: "Heyet reisi selamlarının size tebliğine beni memur ettiler."- P. Safa
- tebliğ
- Bildiri: "İşte size tebliğde bahsettiğimiz saz şairi Âşık Mehmet, diye tıknaz adamı takdim etti."- H. Taner
- tebliğ
- (Osmanlı Dönemi) ulaştırmak,bildirmek peygamberlere mahsus beş. sıfâttan birisi olan, Allah'tan aldıkları emir ve kânunlârı insanlara aynen bildirme
- tebliğ
- Bildiri
Related Terms
tebliği
Hyphenation
teb·li·ğiResimler
History
Favorites