teacher, educator, one who instructs

listen to the pronunciation of teacher, educator, one who instructs
English - Turkish

Definition of teacher, educator, one who instructs in English Turkish dictionary

instructor
öğretim elemanı
instructor
(Askeri) uçuş öğretmeni
instructor
öğretmen

Arapça Seviye 5 öğretmenini anlayamıyorum. O çok hızlı konuşuyor! - I cannot understand the Arabic Level 5 instructor. He speaks too fast!

Sürücü öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor. - My driving instructor says that I need to be more patient.

instructor
asistan/öğretmen
instructor
{i} okutman
instructor
eğitmen

O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı. - She worked as an aerobics instructor in her twenties.

Tom'da iyi bir eğitmen. - Tom is also a good instructor.

instructor
(Eğitim) Öğretim üyesi
instructor
{i} doçent [amer.]
instructor
(isim) öğretmen, eğitmen, okutman, doçent [amer.], öğretim üyesi
instructor
{i} asistan; okutman
English - English
{i} instructor