That's my favorite flavor.
- O benim en sevdiğim tat.
My favorite flavor is chocolate.
- Benim en sevdiğim tat çikolatadır.
The apples from our own tree taste much better than the sprayed apples from the supermarket.
- Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.
I've never tasted anything as unusual as this.
- Bunun kadar sıra dışı bir şey asla tatmadım.
He likes anything sweet.
- O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
Sweet words bring the snake out of its hole.
- Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
This soup is somehow bland. Maybe add more salt...?
- Bu çorba bir şekilde tatsız. Belki biraz daha tuz mu ilave etneliyiz...?
Wetlands can have freshwater, salt water, or a mixture of both.
- Sulak alanlar tatlı su, tuzlu su ya da her ikisinin bir karışımına sahip olabilir.
How about ice cream with chocolate sauce for dessert?
- Tatlı için çikolata soslu dondurmaya ne dersin?
The sweetness of Interlingua was more suited to my poetic vision.
- Interlingua'nın tatlılığı benim şiirsel vizyonum için daha uygundur.
Tatoeba'ya birçok dilde örnek ekliyorum.
- I add examples to Tatoeba in many languages.
Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.
- Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.