I was quite dissatisfied.
- Oldukça tatminsizdim.
He's always dissatisfied.
- O her zaman tatminsiz.
I remained extremely unsatisfied.
- Son derece tatminsiz kaldım.
I only did it for your satisfaction.
- Ben sadece senin tatminin için yaptım.
Tom gets a lot of satisfaction from his work.
- Tom işinden çok tatmin olur.
No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
- Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
You may content yourself with what we have.
- Bizim sahip olduğumuzla kendini tatmin edebilirsin.