tatmin etmeyen

listen to the pronunciation of tatmin etmeyen
Turkish - English
dissatisfactory
unsatisfactory
tatmin et
satisfy

The company always strives to satisfy its customers. - Şirket her zaman müşterilerini tatmin etmeye çalışır.

His explanation that a solution would take time didn't satisfy anyone. - Çözümün zaman alacağı konusundaki açıklaması kimseyi tatmin etmedi.

tatmin et
make satisfied
tatmin et
{f} satisfying
tatmin et
{f} fullfilling
tatmin et
{f} satisfied

The meal satisfied his hunger. - Yemek onun açlığını tatmin etti.

Tom satisfied his hunger by eating some sandwiches. - Tom birkaç sandviç yiyerek açlığını tatmin etti.

tatmin et
gratifying
tatmin et
content
tatmin et
contents
tatmin et
contented
tatmin et
gratify
tatmin etmeyen
Favorites