tatiller

listen to the pronunciation of tatiller
Turkish - English
Holidays
tatil
vacation

How much money was saved in preparation for the summer vacation? - Yaz tatiline hazırlık için ne kadar para biriktirildi?

She is never online, even during her vacation. - O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.

tatil
holiday

We used to go to the seaside on holiday. - Tatilde deniz kenarına giderdik.

Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays. - Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.

tatil
leisure

Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay. - Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

iyi tatiller!
have a good holiday!, have a good vacation
tatil
rest

Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay. - Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

During my last spring vacation I took a job in a restaurant to help pay the costs of my trip abroad. - Son bahar tatilim sırasında yurt dışındaki gezi masraflarımı ödemek için bir restoranda iş buldum.

tatil
stoppage (of activity)
tatil
(Kanun) abeyance
tatil
vacations

Tom's family vacations in the mountains every summer. - Tom'un ailesi her yaz dağlarda tatil yapar.

I spent more than three-quarters of my summer vacations traveling. - Yaz tatillerimin dörtte üçünden fazlasını seyahat ederek geçirdim.

tatil
closed for a holiday
tatil
vacation shutdown
tatil
suspension of work
tatil
shutdown
tatil
holidaying
tatil
holiday destination
tatil
the holiday
tatil
holidayed
tatil
holiday area
birinci sınıf tatiller
(Turizm) a la carte
pazar ve tatiller dahil
(Ticaret) sundays and holidays included
pazar ve tatiller hariç
(Ticaret) sundays and holidays excepted
tatil
temporary cessation, suspension
tatil
vac

She is never online, even during her vacation. - O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.

School will soon break up for the summer vacation. - Okul yakında yaz tatili için tatile girecek.

tatil
holiday, vacation; suspension of work; stoppage (of activity); rest; closed for a holiday
tatil
recessional
tatil
temporary closure, closing (a place) temporarily
tatil
stoppage
tatil
holiday, vacation
tatil
long break for a meal: Onun iki saatlik bir öğle tatili var. He has a two-hour lunch break
tatil
recess

He is lively during recess. - O, tatil sırasında canlı.

The students are having a recess now. - Öğrenciler şimdi bir tatile giriyorlar.

tatil
quiet

We want to spend the holidays in a quiet place. - Tatilleri sakin bir yerde geçirmek istiyoruz.

I anticipated a quiet vacation in the mountains. - Ben, dağlarda sessiz bir tatil umuyordum.

tatil
intersession
ıyi tatiller
Have a nice weekend
Turkish - Turkish

Definition of tatiller in Turkish Turkish dictionary

Tatil
dinlence
tatil
Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmaksızın geçirilen süre
tatil
Okul, meclis, adliye gibi kuruluşların çalışmasını durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem
tatil
Eğlenme, dinlenme amacıyla çalışmaksızın geçirilen süre: "Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler."- S. F. Abasıyanık
tatil
Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme
tatiller
Favorites