tasrif

listen to the pronunciation of tasrif
Turkish - English
{g} inflecting (a word); declining (a noun, pronoun, or adjective); conjugating (a verb). ~ etmek to inflect (a word); to decline (a noun, pronoun, or adjective); to conjugate (a verb)
declension çekim
inflection
inflexion
accidence
declension
variation
conjugation
tasrif etmek
to inflect (a word); to decline (a noun, pronoun, or adjective); to conjugate (a verb)
tasrif etmek
to decline çekmek
gr. tasrif, irap etm.; cekmek
gr. tasrif, irap ETM.; Attraction
Turkish - Turkish
Çekim
(Osmanlı Dönemi) istediği şekilde kullanmak ve idâre etmek
TASRİF
(Osmanlı Dönemi) Gr: Bir kelimenin veya fiilin çeşitli zamanlara göre sıra ile söylenişi. Sarf kaidesi üzere kelimenin şeklini başka kelimelere tebdil eylemek. Meselâ: Türkçe'de bir fiilin tasrifi: Hal sigasına göre: Gelmek fiilinin şekli: Geliyorum, geliyorsun, geliyor, geliyoruz, geliyorsunuz, geliyorlar gibi
TASRİF
(Osmanlı Dönemi) İstediği şekilde idare etmek. Maslahatta tasarrufa izin vererek mutasarrıf kılmak
TASRİF
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi bozup değiştirerek türlü şekillere koymak, evirip çevirmek
tasrif etmek
Çekmek, çekimlemek