tasa'ub

listen to the pronunciation of tasa'ub
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Güçleşme. Güç olma
TASA'LÜK
(Osmanlı Dönemi) Fakirlik göstermek
TASA'SU'
(Osmanlı Dönemi) Perakende olmak, dağılmak
TASA'SU'
(Osmanlı Dönemi) Deprenmek, hareket etmek
TASA'UD
(Osmanlı Dönemi) (Gaz veya buhar) yükselme
TASA'UD
(Osmanlı Dönemi) (Suud. dan) Yukarı çıkma
tasa
Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu
tasa
Tropikal Afr.Ağacı
tasa
Üzüntülü düşünce durumu, kaygı: "Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı, hemen İstanbul'un nabzını tutarlar."- F. R. Atay
tasa
üzüntülü düşünce durumu
tasa
Üzüntülü düşünce durumu, kaygı
tasa etmek
Üzülmek, kaygıya kapılmak
Kurdish - Turkish

Definition of tasa'ub in Kurdish Turkish dictionary

tasa serî
kafatası
Turkish - English

Definition of tasa'ub in Turkish English dictionary

tasa
worry, anxiety, grief
tasa
care

Her life is free from care. - Onun tasasız bir hayatı vardır.

They've written a bill for health care. - Onlar sağlık hizmetleri için bir yasa tasarısı hazırladılar.

tasa
mopes
tasa
concern

This product has been designed with the highest concern for safety. - Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.

tasa
sorrow
tasa etmek
to worry about (someone, something)
tasa etmek
to worry
tasa çekmek/etmek
to worry
dert benim, tasa senin mi
(Konuşma Dili) It's my worry; why are you fretting?