The field is full of wild flowers.
- Tarla kır çiçekleriyle dolu.
Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree.
- Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.
The farmer ploughed his field all day.
- Çiftçi bütün gün tarlasını sürdü.
Farmers are busy working in the field.
- Çiftçiler tarlada çalışmakla meşgul.
She studies at field corps department.