tarımcı

listen to the pronunciation of tarımcı
Turkish - English
agriculturist
agriculturalist
agriculturist ziraatçı
tarım
(Hukuk) agriculture

My major is agriculture. - Benim asıl branşım tarımdır.

He engaged in agriculture. - O, tarımla uğraşıyordu.

tarım
{s} agricultural

Tom went to an agricultural school. - Tom bir tarım okuluna gitti.

America was a mainly agricultural society. - Amerika temel olarak bir tarım toplumuydu.

tarım
{i} cultivation
tarım
agrarian

Many novels and shows romanticize the agrarian lifestyle. - Çoğu roman ve gösteriler, tarımsal yaşam biçimini romantikleştirir.

tarım
culture
tarım
tillage
TARIM
agricultures
tarım
growing

Organic agriculture is a method of growing plants (grains, legumes, fruit) without chemicals. - Organik tarım kimyasallar olmadan bir bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyve) yetiştirme yöntemidir.

tarım
agriculture, farming " ziraat; agrarian
tarım
husbandry
tarım
tilth
tarım
farming

When I went on vacation to Spain, I went to a museum to see an exhibition of old farming equipment. - Ben İspanya'ya tatile gittiğimde, eski tarım ekipmanlarından oluşan bir sergiyi görmek için müzeye gittim.

This land is ideal for farming. - Bu toprak tarım için ideal.

Turkish - Turkish
Tarım mühendisi veya teknisyeni, ziraatçı
Tarım işleriyle uğraşan kimse, ziraatçı
ziraatçı
TARIM
(Osmanlı Dönemi) (TARİME) (C.: Tıram) Kara çadır
Tarım
kültür
tarım
ırmakların küçük kolları
tarım
Tahıldan ayrılmış saman yığını
tarım
Gerekli, yararlı bitkileri yetiştirmek amacıyla toprak üzerinde yapılan çalışmaların bütünü, ziraat
tarımcı
Favorites