Everybody wants recognition.
- Herkes tanınma istiyor.
When you speak of a pay-raise before recognition, I am inclined to think you are putting the cart before the horse.
- Tanınmadan önce maaş zammından bahsedersen senin işleri ters yaptığını düşünme eğiliminde olurum.
She is well known both in Japan and in the United States.
- O hem Japonya'da hem de Amerika Birleşik Devletlerinde iyi tanınmaktadır.
She is well known both in Japan and in America.
- O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır.
She is recognized to be an expert on linguistics.
- O dilbilim uzmanı olarak tanınmaktadır.
Thanks to your initiatives we've been recognized as a progressive and forward-thinking enterprise by the press.
- Girişimleriniz sayesinde basın tarafından ilerici ve ileriye dönük düşünce kuruluşu olarak tanınmaktayız.
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
The computer recognises two hundred different types of errors.
- Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.
Can you recognise the person in this picture?
- Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin?
Everyone recognized him as a brilliant pianist.
- Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.
Having seen him in the picture, I recognized him at once.
- Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.
The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument.
- Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.