tanınmıyor

listen to the pronunciation of tanınmıyor
Turkish - English
(Bilgisayar) unrecognized
unknown
tanı
{i} diagnosis
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

You can easily identify Tom because he is very tall. - Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.

I don't want to identify myself with that group. - Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.

tanı
recognise

I can recognise my own kind. - Ben kendi türümü tanıyabilirim.

Remember me? No. Well, well. I'm surprised you don't recognise me! Are we supposed to? - Beni hatırlıyor musun? Hayır. Hayret. Beni tanımamana şaşırdım! Tanımamız gerekiyor mu?

tanı
{f} recognized

I recognized her by the hat she was wearing. - Onu giydiği şapkadan tanıdım.

Everyone recognized him as a brilliant pianist. - Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

tanı
diagnosis teşhis
Turkish - Turkish

Definition of tanınmıyor in Turkish Turkish dictionary

tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanınmıyor
Favorites