tanınan

listen to the pronunciation of tanınan
Turkish - English
accepted
acknowledged
known

Sami hired a well known attorney. - Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.

A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment. - Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.

well known

A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment. - Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.

Sami hired a well known attorney. - Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.

familiar
recognised
recognized
prestige
tanı
{i} diagnosis
tanınan kimse
institution
tanınan süre içinde
(Hukuk) within the prescribed time
kolay tanınan
unmistakable
pek az tanınan
obscure
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

The police thought the victim was Tom, but they were unable to identify the body. - Polisler kurbanın Tom olduğunu düşündü fakat cesedi tanıyamadılar.

I don't want to identify myself with that group. - Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.

tanı
recognise

Do you recognise the person in this picture? - Bu fotoğraftaki adamı tanıyor musun?

The computer recognises two hundred different types of errors. - Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.

tanı
{f} recognized

Everyone recognized him as a brilliant pianist. - Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.

Having seen him in the picture, I recognized him at once. - Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

"Galaxy" adıyla tanınan uzun mesafeli, geniş gövdeli askeri nakliye uçağı
(Askeri) Galaxy
"Hercules" adıyla tanınan dört turboprop motorlu nakliye uçağı
(Askeri) Hercules
"Starlifter" adıyla tanınan dört türbofan motorlu nakliye uçağı
(Askeri) Starlifter
adıyla tanınan
affectionately known as
alıcıya tanınan süre
option
dünya çapında tanınan
world famous
kolayca tanınan
easily recognized
kötü tanınan
of ill fame
kötü tanınan
disreputable
kötü tanınan avukat
hedge lawyer
tanı
diagnosis teşhis
yabancılara tanınan ayrıcalık
capitulation
Turkish - Turkish

Definition of tanınan in Turkish Turkish dictionary

tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanınan
Favorites