tanınamaz

listen to the pronunciation of tanınamaz
Turkish - English
irrecognizable
Unable to be recognized.Oxford English Dictionary, 2nd ed., 1989

The loamy ground on which I lay, the scattered fragments of the cairn beside me, and the rocks and junipers, were irrecognizable as if they had belonged to some other planet than ours.

{s} not recognizable (also irrecognisable)
Not recognizable
tanı
{i} diagnosis
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

I don't want to identify myself with that group. - Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.

You can easily identify Tom because he is very tall. - Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.

tanı
recognise

Can you recognise the person in this picture? - Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin?

I can recognise my own kind. - Ben kendi türümü tanıyabilirim.

tanı
{f} recognized

She was burned so extensively that her children no longer recognized her. - O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.

Everyone recognized him as a brilliant pianist. - Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

tanı
diagnosis teşhis
Turkish - Turkish

Definition of tanınamaz in Turkish Turkish dictionary

tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanınamaz
Favorites