tanımlamalar

listen to the pronunciation of tanımlamalar
Turkish - English
imagery
declares
defines
tanımla
describing
tanımlama
explanation
tanımlama
specification
tanımlama
describing
tanımlama
{i} definition

Can you show me the definition? - Bana tanımlamayı gösterebilir misiniz?

tanımlama
collation
tanımlama
identification
tanımla
{f} defined

Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago. - Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

Schopenhauer defined architecture as frozen music. - Schopenhauer mimariyi donmuş müzik olarak tanımladı.

tanımlama
description

The man answered to the description. - Adam tanımlamaya uyuyordu.

We finally found a man who fits this description. - Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.

tanımlama
portrayal
tanımlama
depict
tanımla
(Bilgisayar) identify on
tanımla
(Bilgisayar) identify

The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to. - Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

tanımlama
(Denizbilim) descript

The man answers the description. - Adam tanımlamaya uyuyor.

Here is a brief description. - İşte kısa bir tanımlama.

tanımlama
picture
tanımla
{f} identified

The author of the phrase prefers not to be identified. - Bu yazının yazarı tanımlanmayı tercih etmiyor.

She identified him as the murderer. - Onu bir katil olarak tanımladı.

tanımla
{f} declaring
tanımla
declare
tanımla
define

Can you clearly define this word? - Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

tanımla
{f} defining

Curiosity is a defining trait of human beings. - Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.

tanımla
{f} described

She described him as handsome. - O, onu yakışıklı olarak tanımladı.

He described his own experience. - O, kendi deneyimini tanımladı.

tanımlama
depicting
tanımlama
{i} declaring
tanımlama
define

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

It is hard to define triangle. - Üçgen'i tanımlamak zor.

tanımlama
{i} defining
tanımlama
recognition
tanımla
declared
tanımlama
characterization
tanımlama
definition, description tarif
tanımlama
portraiture
tanımlama
portray
tanımla
characterize
tanımlama
defining, definition
Turkish - Turkish

Definition of tanımlamalar in Turkish Turkish dictionary

tanımlama
Tanımlamak işi, tarif etme
tanımlamalar
Favorites