tanımlamalar

listen to the pronunciation of tanımlamalar
Turkish - English
imagery
declares
defines
tanımla
describing
tanımlama
explanation
tanımlama
specification
tanımlama
describing
tanımlama
{i} definition

Can you show me the definition? - Bana tanımlamayı gösterebilir misiniz?

tanımlama
collation
tanımlama
identification
tanımla
{f} defined

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

These books have defined and shaped our culture. - Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.

tanımlama
description

Here is a brief description. - İşte kısa bir tanımlama.

We finally found a man who fits this description. - Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.

tanımlama
portrayal
tanımlama
depict
tanımla
(Bilgisayar) identify on
tanımla
(Bilgisayar) identify

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to. - Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.

tanımlama
(Denizbilim) descript

We finally found a man who fits this description. - Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.

The man answers the description. - Adam tanımlamaya uyuyor.

tanımlama
picture
tanımla
{f} identified

One suspect has been identified. - Bir şüpheli tanımlandı.

Happiness is sometimes identified with money. - Mutluluk bazen parayla tanımlanır.

tanımla
{f} declaring
tanımla
declare
tanımla
define

Can you clearly define this word? - Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

tanımla
{f} defining

Curiosity is a defining trait of human beings. - Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.

tanımla
{f} described

The person whose name was on the passport was described with words. - Pasaportta adı olan kişi kelimelerle tanımlandı.

She described him as handsome. - O, onu yakışıklı olarak tanımladı.

tanımlama
depicting
tanımlama
{i} declaring
tanımlama
define

Love is hard to define. - Aşkı tanımlamak zordur.

It's a difficult term to define. - Bu, tanımlamak için zor bir terim.

tanımlama
{i} defining
tanımlama
recognition
tanımla
declared
tanımlama
characterization
tanımlama
definition, description tarif
tanımlama
portraiture
tanımlama
portray
tanımla
characterize
tanımlama
defining, definition
Turkish - Turkish

Definition of tanımlamalar in Turkish Turkish dictionary

tanımlama
Tanımlamak işi, tarif etme
tanımlamalar
Favorites