It's hard to even describe.
- Bunu tanımlamak bile zor.
Linguistics is a science that tries to describe language.
- Dilbilimi dili tanımlamak için çalışan bir bilim dalıdır.
The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to.
- Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.
Deer tracks are easy to identify.
- Geyik izlerini tanımlamak kolaydır.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
It is hard to define triangle.
- Üçgen'i tanımlamak zor.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
Love is hard to define.
- Aşkı tanımlamak zordur.
Can you show me the definition?
- Bana tanımlamayı gösterebilir misiniz?
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
Schopenhauer defined architecture as frozen music.
- Schopenhauer mimariyi donmuş müzik olarak tanımladı.
The man answered to the description.
- Adam tanımlamaya uyuyordu.
Here is a brief description.
- İşte kısa bir tanımlama.
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
Can you identify that?
- Onu tanımlayabilir misin?
The fear we felt at the earthquake was beyond description.
- Depremde hissettiğimiz korku tanımlamanın ötesindeydi.
We finally found a man who fits this description.
- Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.
She identified him as the murderer.
- Onu bir katil olarak tanımladı.
The author of the phrase prefers not to be identified.
- Bu yazının yazarı tanımlanmayı tercih etmiyor.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
Can you clearly define this word?
- Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?
Curiosity is a defining trait of human beings.
- Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.
She described him as handsome.
- O, onu yakışıklı olarak tanımladı.
Tom described his new invention to both John and Mary.
- Tom yeni icadını hem John'a hem de Mary'ye tanımladı.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
Love is hard to define.
- Aşkı tanımlamak zordur.