Everyone described Layla as a saint.
- Herkes Leyla'yı bir aziz olarak tanımlıyordu.
Sami described Layla as a someone who was highly volatile.
- Sami, Leyla'yı hayli dengesiz biri olarak tanımlıyordu.
We need a clear definition for the concept of human rights.
- İnsan hakları kavramının açık bir tanımına ihtiyacımız var.
Above all, logic requires precise definitions.
- Her şeyden önce, mantık kesin tanımlar gerektirir.
The man answered to the description.
- Adam tanımlamaya uyuyordu.
The scenery was beyond description.
- Manzara kelimelerle tanımlanamıyordu.
Your account of the accident corresponds with the driver's.
- Kaza tanımın sürücününkine uyuyor.