tanıklıkta

listen to the pronunciation of tanıklıkta
Turkish - English
in witness
tanık
evidence

He was called to give evidence. - O, tanıklık etmek için çağrıldı.

tanık
{i} witness

She witnessed him being killed. - O, onun öldürülüşüne tanıklık etti.

He witnessed the murder. - O cinayete tanıklık etti.

tanık
witness to
tanık
testify

I'd never testify against my wife. - Eşim aleyhine asla tanıklık etmezdim.

Our only witness is refusing to testify. - Tek tanığımız tanıklık yapmayı reddediyor.

tanık
witness, eyewitness şahit
tanık
deponent
tanık
witness, eyewitness
tanık
example which proves a point
tanık
attester
tanık
second
Turkish - Turkish

Definition of tanıklıkta in Turkish Turkish dictionary

Tanık
şahit
tanık
Gördüğünü ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit
tanık
Duruşmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse, şahit
tanık
Gördüğünü ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit: "Aksini söyleyen bir tanık da çıkmamıştı."- T. Buğra
tanıklıkta
Favorites