tamamla

listen to the pronunciation of tamamla
Turkish - English
complete

We should be able to complete the work in five days. - Biz, beş gün içinde işi tamamlayabilmeliyiz.

He needed more time to complete the task. - Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.

fulfill
follow through
finish off
consummate
followthrough
completing

He had a share in completing the job. - O, işi tamamlamada pay sahibi oldu.

I'm not completing your assignments. - Ben senin ödevlerini tamamlamıyorum.

completed

The new railway is not completed yet. - Yeni demiryolu henüz tamamlanmış değildir.

Tom completed the mission. - Tom misyonunu tamamladı.

tamamlamak
{f} complete

Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back. - Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.

He needed more time to complete the task. - Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.

tamamlamak
{f} do
tamamlamak
fulfill
tamamlamak
to complete, finish; to make (something) complete or whole, fill in (the gap, the missing parts); to complement
tamamlamak
take up
tamamlamak
implement
tamamlamak
fill in
tamamlamak
{f} consummate
tamamlamak
{f} complement
tamamlamak
carry
tamamlamak
round up
tamamlamak
(Dilbilim) polish off
tamamlamak
carry through
tamamlamak
supply
tamamlamak
be completed
tamamlamak
follow through
tamamlamak
finish off
tamamlamak
cap
tamamlamak
topping up
tamamlamak
dispose of
tamamlamak
make something up
tamamlamak
make up
tamamlamak
piece together
tamamlamak
round out
tamamlamak
(Kanun) conclude
tamamlamak
crown
tamamlamak
go through with
tamamlamak
catch up on

Tom is always sleeping in class. It almost seems like he goes to school just to catch up on his sleep. - Tom her zaman sınıfta uyuyor. Neredeyse o sadece uykusunu tamamlamak için okula gidiyor gibi görünüyor.

tamamlamak
carry out
tamamlamak
caught up
tamamlamak
carry sth out
tamamlamak
finalising
tamamlamak
button up
tamamlamak
finish

Fadil has returned to the construction site to finish all the job there. - Fadıl oradaki bütün işi tamamlamak için şantiyeye geri döndü.

We must work hard to finish this task before Friday. - Bu görevi Cuma gününden önce tamamlamak için çok çalışmalıyız.

tamamlamak
(Hukuk) fulfil
tamamlamak
work off
tamamlamak
round off
tamamlamak
integrate
tamamlamak
to complete, to consummate, to complement; to finish
tamamlamak
supplement
tamamlamak
serve out
tamamlamak
clear up
tamamlamak
eke out
tamamlamak
perfect
tamamlamak
finalize
tamamlamak
bring to completion
tamamlamak
work up
tamamlamak
(deyim) carry sth. out
Turkish - Turkish

Definition of tamamla in Turkish Turkish dictionary

Tamamlamak
tamlamak
Tamamlamak
(Osmanlı Dönemi) TATRİM
tamamlamak
Bitirmek: "Bu, otuz yaşına gelmeden altmışını tamamlamış sıska bir gençti."- Ö. Seyfettin
tamamlamak
Eksiksiz, tamam duruma getirmek, bütünlemek
tamamlamak
Bitirmek
tamamlamak
Eksiksiz, tamam duruma getirmek, bütünlemek: "... sen hele yarın şu sendekileri ver, üstünü bankadan alır tamamlarız."- A. İlhan
tamamla
Favorites