Tom, bütün gece konuşmayı sürdürdü.
- Tom kept talking all night.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking with?
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
Jim ile konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Jim is Mary.
Tom'la konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Tom is Mary.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Kiminle konuşuyordun?
- Who were you talking to?
Yolculuğu hakkında onunla konuşarak iyi vakit geçirdi.
- She had a good time talking with him about his trip.
Yaptığın hakkında konuşarak ne kadar çok zaman harcarsan, onu o kadar az zamanda yapmak zorunda kalırsın.
- The more time you spend talking about what you do, the less time you have to do it.
It is usually better to solve problems by talking than by fighting.
First, it will be demonstrated that marital violence continued to be a talking point within polite society.
Bob: 'Now you're talking! ''.
... So we've been talking a lot today about the people who are ...