Senin övüngen masallarını dinlemekten bıktım.
- I'm tired of hearing your boastful tales.
Çocuklar peri masallarını severler.
- Children like fairy tales.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- The children love listening to fairy tales.
Kurgu peri masalları ve mitler kadar eski.
- Fiction is as old as fairy tales and myths.
Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
- Steve told me the tale of his travels.
Bütün erkekler bir çocuktur ve bir aile. Aynı hikaye onları yatmaya gönderir ve onları sabah uyandırır.
- All men are children, and of one family. The same tale sends them all to bed, and wakes them in the morning.
They proceeded with some rigour, these Custodiars; took written inventories, clapt-on seals, exacted everywhere strict tale and measure.
Don't listen to him, he's telling tales.
... what peco's tales as I'm so efficient as a bird I can carry this thing around on ...