I'm requesting political asylum.
- Siyasi sığınma talep ediyorum.
Tom is the type of person who always demands that something be done rather than request that it be done.
- Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.
They demanded that President resign.
- Başkanın çekilmesini talep ettiler.
I demanded that he should pay.
- Ben, onun ödemesini talep ettim.
He called for a tax on earnings.
- O kazançlarla ilgili vergi talep etti.
Please file a written request.
- Lütfen yazılı talep doldurun.
That company charges a monthly service fee of thirty dollars.
- Bu şirket, otuz dolara aylık bir servis ücreti talep ediyor.
I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
- Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.
Where do I claim my baggage?
- Bagajımı nereden talep edeceğim?
He claimed his share of the profits.
- Kar payını talep etti.
He solicited our votes.
- O oyumuzu talep etti.
The workers united to demand higher wages.
- İşçiler daha yüksek ücret talep etmek için birleşti.
The senator denied repeated requests for an interview.
- Senatör bir görüşme için tekrarlanan talepleri inkar etti.
The company didn't immediately respond to requests for comment.
- Şirket yorum için taleplere hemen yanıt vermedi.