Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

talebe

listen to the pronunciation of talebe
Turkish - English
demand

The price will change according to the demand. - Fiyat talebe göre değişecek.

Supplies cannot keep up with the demand. - Tedarikçi firma talebe yetişemiyor.

student, pupil öğrenci
student; pupil
student

I am a student who likes going to school. - Ben okula gitmeyi seven bir talebeyim.

There are about a thousand students in all. - Toplam olarak takribî bin talebe var.

disciple
talep
request

If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment. - Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.

I'll do as you request. - Talep ettiğin şekilde yapacağım.

talep
demand

We must not give way to their demands. - Biz onların taleplerine boyun eğmemeliyiz.

They have demanded that all copies of the book be destroyed. - Onlar kitabın tüm kopyalarının imha edilmesini talep ettiler.

talebe göre
on request
talep
{i} claim

I claimed my baggage. - Bagajımı talep ettim.

Where do I claim my baggage? - Bagajımı nereden talep edeceğim?

talep
{i} petition
talep
submission
talep
(Latin) intentio
talep
(Askeri) inquiry
talep
market
talep
(Kanun) challenge
talep
rush
talep
call

He called for a tax on earnings. - O kazançlarla ilgili vergi talep etti.

talep
(Kanun) clamor
talep
solicitation
talep
demands of
talep
to demand
talep
application
talep
sale
talep
wanting, requiring, demanding, demand; formal request
talep
plea

Please file a written request. - Lütfen yazılı talep doldurun.

talep
charge

That company charges a monthly service fee of thirty dollars. - Bu şirket, otuz dolara aylık bir servis ücreti talep ediyor.

I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services. - Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.

talep
run
talep
request; demand, sale; claim
talep
com. demand
talep
requisition
talep
{i} requirement
talep
indent
talep
motion
talep
solicit

He solicited our votes. - O oyumuzu talep etti.

Turkish - Turkish
Öğrenci

Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var. - Toplam olarak takribî bin talebe var.

Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı. - Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.

(Osmanlı Dönemi) Şakird. Tahsile çalışan. Öğrenen. Öğrenci
(Osmanlı Dönemi) (Tâlib. C.) İstekliler
(Osmanlı Dönemi) ÇERAG
(Osmanlı Dönemi) şâkird
talep
İstek
talep
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, dileme, istem. İstek: "... din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır."- Anayasa
talep
(Osmanlı Dönemi) istek
talep
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, dileme, istem