Turkish - English
Definition of taktırma in Turkish English dictionary
- tak
- tock
- tak
- knock
Knock yourself out, Tom.
-Kafana göre takıl, Tom.
- tak
- tack
I wish I had a tackle box as nice as yours.
-Keşke seninki kadar güzel bir takım kutum olsa.
I saw Tom and Mary carrying their fishing poles and tackle boxes.
-Ben Tom ve Mary'yi olta kamışlarını ve takım kutularını taşırken gördüm.
- tak
- reassemble
- tak
- tock, tack, knock
- tak
- used to indicate a knocking, rapping, or thumping sound: Kitap tak diye kafama düştü. The book fell on my head with a thump
- taktırmak
- to have (someone) attach, fasten, affix, or pin (something) to; to have (someone) hang (something) on
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of taktırma in Turkish Turkish dictionary
- Taktırmak işi
- TÂK
- (Osmanlı Dönemi) Bina kemeri. Yarım daire şeklinde kapı ve pencere üstü. Çardak. Kubbe. Kavisli bina. Eyvan
- tak
- Millî bayramlarda veya önemli bir olayı anmak için düzenlenen şenliklerde, geçit yapılacak caddelere geçici olarak kurulan, yazılar ve çiçeklerle süslenen kemer: "Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor."- F. R. Atay
- tak
- Caddelerde kutlama için kurulan süsler
- tak
- şenliklerde sokaklara kurulan süslü kemer
- tak
- Kapı, pencere gibi yerlerin üstündeki kubbeli bölüm
- tak
- Tahta vb. bir şeye vurulunca veya silah patlayınca çıkan tok ve sert ses
- tak
- KKTC'de, 1973 yılında kurulmuş bir haber ajansı
- tak
- üzüm kütüğü ve çubuğu, asma
- tak
- Yapılardaki kemer
- taktırmak
- Takma işini yaptırmak: "Çocukken ön dudaklarından fırlayan iri dişi söktürmüş, yerine iki altın diş taktırmıştı."- R. N. Güntekin
- taktırmak
- Takmak işini yaptırmak
Related Terms
English - Turkish
Definition of taktırma in English Turkish dictionary
- tak
- (Tıp) talk
- TAK
- (Askeri) kargo gemisi (cargo ship)