taksa

listen to the pronunciation of taksa
Turkish - English
taxa
postage due
(Ticaret) excess postage
extra postage
taksa pulu
postage-due stamp
tak
tock
tak
knock

Knock yourself out, Tom. - Kafana göre takıl, Tom.

tak
tack

That tackle box looks a lot like mine. - O takım çantası benimkine çok benziyor.

This is my tackle box. - Bu benim takım sandığım.

tak
reassemble
tak
tock, tack, knock
tak
used to indicate a knocking, rapping, or thumping sound: Kitap tak diye kafama düştü. The book fell on my head with a thump
Turkish - Turkish
(Hukuk) Pulu yapıştırılmadan gönderilen mektup için alıcıdan alınan cezalı posta ücreti
Pulu yapıştırılmadan gönderilen mektup için, alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti
Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için, alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti
taksa pulu
Taksalı mektuplara yapıştırılan pul
TÂK
(Osmanlı Dönemi) Bina kemeri. Yarım daire şeklinde kapı ve pencere üstü. Çardak. Kubbe. Kavisli bina. Eyvan
tak
Millî bayramlarda veya önemli bir olayı anmak için düzenlenen şenliklerde, geçit yapılacak caddelere geçici olarak kurulan, yazılar ve çiçeklerle süslenen kemer: "Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor."- F. R. Atay
tak
Caddelerde kutlama için kurulan süsler
tak
şenliklerde sokaklara kurulan süslü kemer
tak
Kapı, pencere gibi yerlerin üstündeki kubbeli bölüm
tak
Tahta vb. bir şeye vurulunca veya silah patlayınca çıkan tok ve sert ses
tak
KKTC'de, 1973 yılında kurulmuş bir haber ajansı
tak
üzüm kütüğü ve çubuğu, asma
tak
Yapılardaki kemer
English - Turkish

Definition of taksa in English Turkish dictionary

tak
(Tıp) talk
TAK
(Askeri) kargo gemisi (cargo ship)
taksa
Favorites