Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.
- Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
Ken ile yürüyen kız May'dir.
- The girl walking with Ken is May.
John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
- I watched John and Mary walking hand in hand.
Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir.
- Walking is an excellent exercise.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
Yürümek iyi egzersizdir.
- Walking is good exercise.
John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
- I watched John and Mary walking hand in hand.
İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.
- Walking from the station to the house takes only five minutes.
Ona ayaklı sözlük derler.
- He is called a walking dictionary.
O tabiri caizse ayaklı bir ansiklopedidir.
- He's what they call a walking encyclopedia.