O benim mesajlarımı açtı ve kasten onları görmezden geldi.
- She opened my messages and ignored them deliberately.
Kasten yüksek sesle konuşuyorum.
- I am deliberately speaking loudly.
O, camı kasıtlı olarak kırdı.
- He deliberately broke the glass.
Polise göre yangın kasıtlı olarak çıkarıldı.
- Police think the fire was deliberately lit.