taken as one's own; taken and raised as part of a family (of a child)

listen to the pronunciation of taken as one's own; taken and raised as part of a family (of a child)
English - Turkish

Definition of taken as one's own; taken and raised as part of a family (of a child) in English Turkish dictionary

adopted
{s} evlat edinilmiş

Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum. - I know that I'm adopted.

Tom ve Mary'nin evlat edinilmiş bir kızı var. - Tom and Mary have one adopted daughter.

adopted
evlatlık

Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu? - Does Tom know he was adopted?

Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı. - The rich merchant adopted the boy and made him his heir.

adopted
tatbik edilen
adopted
uygulanan
adopted
benimsedi

Tom yeni bir politika benimsedi. - Tom adopted a new policy.

Tom Mary'nin fikrini benimsedi. - Tom adopted Mary's idea.

adopted
{s} benimsenen
adopted
{s} kabul edilen
adopted
benimse

Tom Mary'nin fikrini benimsedi. - Tom adopted Mary's idea.

Tom yeni bir politika benimsedi. - Tom adopted a new policy.

English - English
{s} adopted