Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Korkarım ki bu gece toplantıya katılamayacağım.
- I'm afraid I won't be able to take part in the meeting tonight.
Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
- I wanted to take part in the party but I couldn't.
Tom törene katılmak istemiyor.
- Tom doesn't want to take part in the ceremony.
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
- A new difficulty has arisen.
Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.
- Bribes are something that arises in conjunction with power organizations.