Zayıflamak zorundayım, bu yüzden diyetteyim.
- I have to lose weight, so I'm on a diet.
Tom zayıflamak zorunda.
- Tom has to lose weight.
O mallarının fiyatını düşürmek zorunda kaldı.
- He had to reduce the price of his wares.
Muhalefet partisi gelir vergisini düşürmek için bir yasa tasarısı sundu.
- The opposition party put forward a bill to reduce income tax.
O ithalatta vergi azaltmak istedi.
- He wanted to reduce the tax on imports.
Bu ay harcamalarımı azaltmak zorundayım.
- I have to reduce my expenses this month.
Ben kilo vermek istiyorum.
- I want to lose weight.
Tom birkaç ay önce kilo vermek için uğraşmaya başladı.
- Tom began to try to lose weight a few months ago.