You'll have to take his place in case he can't come.
- Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
Push this button in case of fire!
- Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
Push this button in case of fire!
- Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
I'm busy, otherwise I'd accept your invitation.
- Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim.
My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.
- Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
In that case, so be it.
- O takdirde, öyle olsun.
Push this button in case of fire!
- Yangın olduğu takdirde bu butona bas!