Turkish - English
Definition of takılan in Turkish English dictionary
- worn on
- quizzical
- takılan kimse
- banterer
- takılan kimse
- teaser
- takılan kimse
- tease
- parmağa takılan sandalet
- flip-flop
- takıl
- lodge
- yakaya takılan çiçek
- buttonhole
- çabuk takılan
- quick donning
- ameliyatta ağıza takılan alet
- gag
- atın bileğinde bukağı takılan yer
- pastern
- boyna takılan makam zinciri
- chain of office
- dövüş horozuna takılan çelik mahmuz
- gaff
- entel takılan
- booksy
- grubun peşine takılan kız
- groupie
- hortum takılan su borusu
- hydrant
- iliğe takılan çiçek
- buttonhole
- kafaya takılan
- haunting
- kamyon kasasını yükseltmek için takılan tahtalar
- rave
- kasanın kenarlarına takılan parmaklıklar
- rave
- nallanan atın burnuna takılan kıskaç
- barnacles
- olta ucuna takılan kaşık
- spinner
- parmaklara takılan zil
- castanet
- parmağa takılan sandalet
- flip flap
- peşine takılan kimse
- tail
- resmi elbiseye süs olarak takılan kürk
- miniver
- resmi elbiseye süs olarak takılan kürk
- minever
- sevilen kimseye takılan ad
- pet name
- takıl
- twit
- takıl
- ribbing
- takıl
- chaff
- yaka iliğine takılan çiçek
- buttonhole flower
- yay kirişi takılan kertik
- nock
- yük hayvanına takılan küfe
- pannier
- yürümeyi öğrenen bebeğe takılan kayışlar
- leading strings
- yürümeyi öğrenen bebeğe takılan kayışlar
- leading reins
- yüze takılan siyah tül
- patch
- şapkaya takılan rozet
- cockade
- şapkaya takılan örtü
- havelock
Related Terms
takılan
Hyphenation
ta·kı·lanResimler
History
Favorites