She doesn't wear that jewellery in public.
- O, o takıyı herkesin önünde takmaz.
At the moment, platinum jewellery is in fashion
- Şu anda platin takı moda.
They decorated the tree with stars and ornaments.
- Ağacı yıldızlar ve takılarla süslediler.
He is singing with a lot of ornamentation.
- Bir sürü takıyla şarkı söylüyor.
Mary didn't wear any jewelry.
- Mary herhangi bir takı takmadı.
What sort of jewelry are you going to wear with this dress?
- Bu elbiseyle ne tür bir takı takacaksın?
Mary didn't wear any jewelry.
- Mary herhangi bir takı takmadı.
Some men wear jewelry.
- Bazı erkekler takı takar.
Which endings does this verb have in the present tense?
- Bu fiil geniş zamanda hangi takıları alır?
He is singing with a lot of ornamentation.
- Bir sürü takıyla şarkı söylüyor.
If you'll keep an eye on the kids, I'll take your suit to be cleaned.
- Eğer çocuklara göz kulak olursan, temizlenecek takım elbiseni alacağım.
He hangs out a lot with the kids down the street.
- O, caddede çocuklarla çok takılıyor.