Turkish - English
Definition of tadı in Turkish English dictionary
- tadı güzel
- junk food
- tadı güzel
- savoury
- Tadı damağımda kaldı
- I still remember its delicious taste
- tadı güzel
- savory
- tadı güzel
- savoury [Brit.]
- tadı güzel
- yummy
- tadı güzel
- tasty
- tadı kaçmak
- to lose its taste, to pall
- tadı kötü
- unsavory
- tadı nasıl
- How does it taste
- tadı olmak
- taste
- tadı tuzu yerinde
- savoury, tasty
- tadı tuzu yok
- tasteless
- tadı ve kokusu güzel şey
- ambrosia
- tadı çıkarılabilir
- enjoyable
- kabak tadı vermek
- bore
- kabak tadı vermek
- cloy
- kabak tadı vermek
- become boring
- keskin tadı olan
- piquant
- av eti tadı
- gamy taste
- ağız tadı
- palate
- ağız tadı
- relish
- ağız tadı
- enjoyment
- ağız tadı
- harmony, peace
- ağız tadı
- gusto
- ağız tadı ile
- with full enjoyment, without any disturbance
- beyazın adı var, esmerin tadı
- (Atasözü) Blondes have the name but brunettes have the attraction
- kabak tadı veren
- long-winded
- kabak tadı veren
- longwinded
- kabak tadı veren
- threadbare
- kabak tadı vermek
- pall
- kabak tadı vermek
- to become boring, to pall, to cloy
- kabak tadı vermek
- pall on
- kabak tadı vermek
- to become boring, become uninteresting, lose its appeal
- limon tadı
- lemon zest
- meyve tadı
- fruitiness
- sarımsak tadı
- a taste of garlic
- özel bir tadı olan
- (şarap) racy
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of tadı in Turkish Turkish dictionary
- ağız tadı
- Ailede veya toplumda dirlik düzenlik, iyi geçinme veya rahatlık, kemaliafiyet
- damak tadı
- Tat alma duyusuna uygun yiyecek
- kabak tadı
- Beğenilmeyen, bıkkınlık veren durum