Tom'un düşünceli olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is tactful.
Bazen aynı zamanda düşünceli ve dürüst olmak zor.
- Sometimes it's hard to be tactful and honest at the same time.
Aklında ne olduğunu her zaman söylemek zorunda değilsin; bazen ortama göre davranma tarafsızlığı bastırır.
- You don't always have to say what's on your mind; sometimes tact trumps candor.
Önerisini çok nazik biçimde yaptı.
- He made his suggestion very tactfully.
Bazen taktiksel bir geri çekilme, korkaklık olarak yorumlanır.
- A tactical retreat is sometimes interpreted as cowardice.
Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
- A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.
Futbol yöneticisi ayrıntılı bir yeni taktik denedi, ancak başarıya ulaşmadı.
- The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.