O bizi duymasın diye sessizce konuşun.
- Speak quietly lest she should hear us.
Lütfen kapıyı sessizce kapat.
- Please shut the door quietly.
Tom mikrofona yavaşça konuştu.
- Tom spoke quietly into the microphone.
Tom yavaşça kapı kolunu çevirdi ve sessizce odaya girdi.
- Tom slowly turned the doorknob and entered the room quietly.
Mary'nin ortağı sakin bir kişidir.
- Mary's partner is a taciturn person.
The two sisters could hardly have been more different, one so boisterous and expressive, the other so taciturn and calm.