taşınan

listen to the pronunciation of taşınan
Turkish - English
carried
past of carry
taşı
{f} bear

Will the ice bear our weight? - Buz bizim ağırlığını taşıyabilecek mi?

He came bearing a large bunch of flowers. - O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.

taşı
convey

The pipe conveys water from the lake to the factory. - Boru, gölden fabrikaya su taşır.

Buses, trains and planes convey passengers. - Otobüs, tren ve uçaklar yolcu taşırlar.

uçakla taşınan
airborne
gemiyle taşınan
waterborne
taşı
(Bilgisayar) move

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

It is five years since we moved here. - Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.

taşı
(Bilgisayar) move of
taşı
(Bilgisayar) move to

Tom said that he wanted to move to Boston. - Tom Boston'a taşınmak istediğini söyledi.

If you want to really improve your French, you should move to a country where it's spoken. - Fransızcanı gerçekten geliştirmek istiyorsan, konuşulduğu bir ülkeye taşınmalısın.

taşı
{f} carrying

He was carrying an umbrella under his arm. - O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.

Tom is carrying a violin under his arm. - Tom kolunun altında keman taşıyor.

taşı
bring in through
taşı
{f} transferred

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

He transferred his office to Osaka. - Ofisini Osaka'ya taşıdı.

taşı
{f} transfer

He transferred his office to Osaka. - Ofisini Osaka'ya taşıdı.

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

taşı
carry

He helped me to carry the bag. - Çantayı taşımam için bana yardımcı oldu.

Japanese women carry their babies on their backs. - Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.

taşı
brought in through
taşı
transport by
taşı
{f} tote
belde taşınan su kabı
moved to town water container
belde taşınan silahlar
(Askeri) side arms
deniz yolu ile taşınan
waterborne
deniz yoluyla taşınan
seaborne
deniz yoluyla taşınan askeri konteyner
(Askeri) military container moved via ocean
denizyolu ile taşınan
(Ticaret) sea-borne
denizyoluyla taşınan
waterborne
helikopterle taşınan
heliborne
her zaman taşınan faydalı şey
vade mecum
jet ile taşınan
jetted
konteynır ile taşınan
containerized
konteynır ile taşınan
containerised
su yolu ile taşınan
water-borne
taşı
carried

What is learned in the cradle is carried to the tomb. - Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.

People carried their own weight then. - İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.

taşı
ferry

A ferry carrying hundreds of high school students sank in South Korea. - Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.

Tom offered to ferry us across the river in his boat. - Tom bizi botuyla nehrin karşı tarafına taşımayı önerdi.

taşınan
Favorites