Tom was John's cellmate.
- Tom John'un hücre arkadaşı idi.
He was put in a cell.
- O bir hücreye konuldu.
I want to go back to my cubicle.
- Ben hücreme geri dönmek istiyorum.
I became a retiree after working for forty-five years in a cubicle.
- Kırk beş yıl boyunca bir hücrede çalıştıktan sonra emekli oldum.
During his detention, Tom spent several months in the hole.
- Tutukluluğu sırasında Tom hücrede birkaç ay geçirdi.