He escaped from prison by climbing over a wall.
- Duvardan tırmanarak hapishaneden kaçtı.
Tom tried climbing the tall tree.
- Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.
After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.
- Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.
I scaled Mt. Fuji three times.
- Ben Fuji dağına üç kez tırmandım.
Prices continue to climb.
- Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
A bear can climb a tree.
- Bir ayı ağaca tırmanabilir.