tıpkısı

listen to the pronunciation of tıpkısı
Turkish - English
living image of
facsimile
spitting image of
tıpkı
just as

Tom's is just as new as Mary's. - Tom'unki tıpkı Mary'ninki kadar yeni.

You're just as crazy as Tom. - Tıpkı Tom gibi çılgınsın.

tıpkısı tıpkısına
1. exactly like (someone, something). 2. exactly (the same). 3. exactly as it is or they are, without changing anything
tıpkı
{s} same
tıpkı
{i} the same
tıpkı
for

I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all. - Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.

tıpkı
transcriber
tıpkı
one and the same
tıpkı
all

I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all. - Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.

You have to do it, just like we all do. - Bunu yapmak zorundasın, tıpkı hepimizin yaptığı gibi.

tıpkı
according
tıpkı
homo
tıpkı
express
tıpkı
exactly like
tıpkı
in exactly the same way
tıpkı
as is
tıpkı
in just the same way
tıpkı
for all the world as if
tıpkı
homo-
tıpkı
self-same
Tıpkı
be just

When I grow up, I want to be just like my father. - Büyüyünce tıpkı babam gibi olmak istiyorum.

tıpkı
identical thing: Bu gömleğin tıpkısını istiyorum. I want a shirt just like this one
tıpkı
all over
tıpkı
just like

Tom is just like you. - Tom tıpkı sizin gibi.

It's just like rats leaving a sinking ship. - Tıpkı batan bir gemiyi terkeden fareler gibi.

tıpkı
selfsame
tıpkı
all of a piece
tıpkı
exactly like, just like, in just the same way, all over
tıpkı
spitting image: Ahmet tıpkı babası. Ahmet's the spitting image of his father
tıpkı
to a hair
tıpkı
in just the same way as, just like (someone, something): Nazife tıpkı teyzesi gibi konuşuyor. Nazife talks just like her aunt
tıpkı
identical
tıpkı
living
tıpkı
ditto
Turkish - Turkish
Aynısı
TIPKI
Tıpatıp, aynı, tamamıyla: "Saffet Hanım tıpkı kendisini görmeden tahmin etmiş olduğum gibiydi."- A. Ş. Hisar
TIPKI
Bir şeyin eşi, benzeri, aynı
tıpkı
Tıpatıp, aynı, tamamıyla