Tom clicked on the thumbnail so he could see a larger version of the same image.
- Tom aynı görüntünün daha büyük versiyonunu görebilsin diye minyatür çizim üzerine tıkladı.
Tom clicked to another page.
- Tom başka bir sayfaya tıkladı.
I didn't click the link.
- Ben bağlantıyı tıklamadım.