tıkalı

listen to the pronunciation of tıkalı
Turkish - English
stopped up, plugged; blocked; (burun) congested, stuffed up, stuffy
bunged up
choked up
stuffy
engorged
blocked

Don't call it a day just because the road's blocked. - Sadece yol tıkalı olduğu için paydos etme.

The roads are blocked due to the bad weather. - Yollar kötü havadan dolayı tıkalıydı.

plugged

The bathroom sink is plugged. - Banyo lavabosu tıkalı.

stuffed

This medicine will do wonders for a stuffed nose. - Bu ilaç tıkalı burun için harikalar yaratacaktır.

Tom has a stuffed-up nose. - Tom'un tıkalı bir burnu var.

stopped, stopped up; clogged, congested
stuffed up
fouled
(Tıp) occluded
congested
tıkalı burun
stuffy nose
burnu tıkalı olmak
have a stuffy nose
burnum tıkalı
I have a stuffy nose
kulakı tıkalı
1. hard of hearing. 2. unwilling to listen; (person) who is not listening