tıka basa

listen to the pronunciation of tıka basa
Turkish - English
chock-a-block
(filling something) as full as possible
to satiety
to repletion
tıka basa doldurmak
stoke
tıka basa doldurmak
clutter
tıka basa doldurmak
encumber
tıka basa doldurmak
tuck away
tıka basa doldurmak
to cram, to pack, to stuff
tıka basa doldurmak
cram
tıka basa doldurmak
clutter up
tıka basa doldurmak
choke up
tıka basa doldurmak
glut
tıka basa doldurmak
gorge
tıka basa doldurmak
pack
tıka basa dolu
packed

I thought I was going to suffocate on that train, which was absolutely packed. - Tıka basa dolu olan o trende havasızlıktan öleceğimi düşündüm.

This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed. - Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.

tıka basa dolu
jam packed
tıka basa dolu
full to repletion
tıka basa dolu
cramfull, overcrowded, jam-packed, chock-full (of sth/sb), chock-a-block (with sth/sb)
tıka basa dolu
cram full
tıka basa dolu olmak
to be overcrowded
tıka basa doymak
gorge oneself
tıka basa doymuş
replete
tıka basa yedirmek
surfeit
tıka basa yedirmek
to stuff sb
tıka basa yedirmek
cram
tıka basa yeme
tuck in
tıka basa yemek
make a pig of oneself
tıka basa yemek
to make a pig of oneself, to stuff oneself, to glut oneself, to gorge (oneself) (on/with sth)
tıkabasa
chockablock
Turkish - Turkish
Çok sıkıştırarak, hiç boş kalmayacak biçimde, iyice dolacak gibi
tıka basa
Favorites