Definition of türkler in Turkish English dictionary
- Turks
In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
- On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
Turks are a very friendly nation.
- Türkler çok arkadaş canlısı bir ulustur.
- turkic peoples
- Türk
- {i} Turk
The Turkish coup d'état occurred on September 12, 1980.
- Türk darbesi 12 Eylül 1980'de meydana geldi.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- Türk
- {s} Turkish
Do you speak Turkish?
- Türkçe konuşuyor musun?
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
- türk
- turkic
Almaty means The Father of Apples in many Turkic languages.
- Almatı birçok Türk dillerinde Elmaların babası anlamına gelir.
Turkish is a Turkic language.
- Türkçe, Türkik bir dildir.
- türk
- turki
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
The Turkish coup d'état occurred on September 12, 1980.
- Türk darbesi 12 Eylül 1980'de meydana geldi.
- TÜRK
- (abbr. for Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) C.T.T.U. (Confederation of Turkish Trade Unions)
- Türk
- Turk; Turkish
- Türk
- (a) Turk
- balkan kökenli türkler
- pomaks
- jön türkler
- Young Turks
- türk
- Turko
- türk
- Türk
- türk
- Turco
