türünden

listen to the pronunciation of türünden
Turkish - English
on the order of
Approximately
approximately, about
tür
Type

There are over 2,500 types of snakes in the world. - Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.

Marriage is a type of human rights violation. - Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.

tür
kind

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

He likes all kinds of sports. - Sporun her türünü sever.

tür
sort

This sort of work calls for a lot of patience. - Bu tür iş çok sabır gerektirir.

What sort of things do you do on weekends? - Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

tür
species

Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species. - Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.

This species of deer is so elusive that only two have ever been photographed in the wild. - Bu geyik türlerinin yakalanması o kadar zor ki yabanda şu ana kadar sadece iki tanesinin resmi çekildi.

tür
breed
tür
variety

Apocryphal stories are the most fun variety of bullshit. - Uydurma hikayeler en eğlenceli saçmalık türüdür.

tür
{i} genre

My brother listens to a music genre called ambient. - Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.

Mozart cultivated many musical genres. - Mozart birçok müzik türünü ilerletti.

esans türünden
essential
tür
subspecies
fiil türünden
(Dilbilim) verbal
mucize türünden
miraculous
tür
nature

There were no temples or shrines among us save those of nature. - Bizim aramızda doğayla ilgili olanlar hariç tapınaklar ve türbeler yoktu, .

tür
(Gıda) sp
tür
(Bilgisayar) as
tür
(Dilbilim,İnşaat) version

Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both. - Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.

tür
(Aydınlatma) hue
tür
form

The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira. - Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.

What form of transportation did you use? - Ulaşımın hangi türünü kullandın?

tür
order

I ordered a Turkish grammar yesterday. - Dün bir Türkçe gramer sipariş ettim.

All sweaters of this type are out of stock now. We'll order them from the main store in Tokyo. - Şu anda bu tür tüm kazaklar bitti. Onları Tokyo'daki ana mağazadan sipariş edeceğiz.

tür
category
tür
stamp
tür
(Ticaret) lot

Turkey produces a lot of minerals. - Türkiye birçok mineral üretir.

This sort of work calls for a lot of patience. - Bu tür iş çok sabır gerektirir.

tür
(Ticaret) line
tür
(Bilgisayar) type is
tür
(Biyoloji) eidos
tür
sort of

This sort of work calls for a lot of patience. - Bu tür iş çok sabır gerektirir.

What sort of person would do that kind of thing? - O tür şeyi ne tip insan yapardı?

tür
ilk
tür
range
tür
genus
tür
description
tür
type, kind
tür
the kind
tür
of sort
ağır suç türünden
flagitious
baratarya türünden olan
barratrous
bezelye türünden tane
pea
buğday türünden
frumentaceous
böbrek taşı türünden
calculous
dolambaçlı söz türünden
circumlocutory
dua türünden
invocatory
düzeltme türünden
emendatory
engerek türünden
viperine
geçici önlem türünden
makeshift
guatr türünden
strumous
iftira türünden
calumnious
içki alemi türünden
bacchanalian
içki alemi türünden
Bacchant
kanun türünden bir çalgı
cither
kanıt türünden
argumentative
kefaret türünden
expiatory
kertenkele türünden
saurian
kertenkele türünden hayvan
saurian
keşif türünden
exploratory
keşif türünden
explorative
kolik türünden
colicky
kompliman türünden
complimentary
mezgit türünden bir balık
pout
opera türünden
operatic
ortaç türünden
participial
pisibalığı türünden bir balık
dab
putperestlik türünden
idolatrous
sarmaşık türünden
creeping
soru türünden
interrogatory
spanyel türünden bir av köpeği
springer spaniel
spanyel türünden bir av köpeği
springer
süngertaşı türünden
tufaceous
sıraca türünden
strumous
timsah türünden hayvan
saurian
tür
race
tür
persuasion
tür
class

She can play all kinds of instruments, classical or folk. - O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.

He was the kind of kid who was always showing off to his classmates. - Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.

tür
strain

France has banned a strain of genetically modified maize. - Fransa, genetiği değiştirilmiş bir mısır türünü yasakladı.

tür
(Hukuk) modality
tür
(Botanik) , (Zooloji) species
tür
kind, sort, type, description; species
tür
kind, sort, type
tür
stripe
tür
cast

The Turks held siege over the Castle of Eger for a long time. - Türkler Eğri Kalesi'ni uzun süre kuşattılar.

yergi türünden
satirical
yunus balığı türünden balık
dolphin
yıldızçiçeği türünden çiçek
pompon
çiçek hastalığı türünden hastalık
pox
Turkish - Turkish

Definition of türünden in Turkish Turkish dictionary

tür
Çeşit
Tür
janr
Tür
fam
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm, janr
tür
Kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram
tür
Türlü
tür
Ortak özellikleri olan bireylerin tamamı, cinslerin ayrıldığı bölüm
türünden
Favorites